Sezonun başında bir arkadaşıma ‘’Zonguldak’ta basket ne durumda gidip izlenir mi?’’ dediğim bir gün olmuştu.
‘’İzlenir ama bize çok zevk vermez’’ demişti. Yine de gittiğimiz ilk maçlarını hatırlıyorum.
Sakin bir ortamda az seyirciyle düşük coşku da geçen ve Zonguldakspor
Basket’in elini kolunu sallaya sallaya aldığı çekişmesiz bir maç olmuştu. NBA ve Euroleague vs. maçlarını her hafta kaçırmadan takip eden
biri olarak tahmin edersiniz ki Süper Lig’de bile olmayan bir takımın maçı çokta tatmin etmez.
Ancak Zonguldak’ta hele ki kadının öne çıktığı bir spor yapılıyorken desteğimi vermek için iki haftada bir evimizde olan maçlara fire
vermeden gitmeyi sürdürdüm.
Sonra farkettim ki, Zonguldakspor Basket sizi yavaş yavaş içine almaya başlıyor.
Salon günden güne daha çok dolmaya, insanların her atışta her hızlı hücumda alkışla destek verdiğini görüyorsunuz.
Zonguldaklının futbol sevgisini biliyordum da baskete bu denli bir ilgi gösterecekleri hiç aklıma gelmezdi.
Ayrıca gurur duydum.
Kızlarımız resmen ‘’Basketi seveceksiniz’’ dedirttiler bizimkilere.
Son iki aydır özellikle çekişmeli geçebilecek maçlarda salonun hınca hınç olduğunu belirtmek isterim.
Zonguldak halkı hep bir ağızdan şarkılar mı söylemedi, sloganlar mı atmadı…
Karşılaşmalarda hakemlere olan yanlış tutumlara aşırı karşı olmuşumdur fakat bizim Zonguldaklıların hakeme bile zaman zaman tatlı tatlı
sloganlar atarak gözdağı vermeleri -sınırı aşmadan-, rakibe karşı sağlanan psikolojik üstünlük, genci yaşlısı, meraklısı, meraksızı her kesimin
orada bir araya gelmesi çok sıcak bir atmosfer yarattı.
Son bir aya geldiğimizde zirvede oluşumuzun verdiği gururla artık adrenalin o kadar tavan yapmıştı ki
bir maçta çığlıklardan sevinçlerden kulağımın tıkandığını hatırlıyorum.
Artık herkes Deniz’in, Betül’ün, Sasha’nın adını biliyordu.
Deniz’in skorerliği, Betül’ün hücum katkısı, Sasha’yı zaten anlatmaya kelimeler yetmez…
Pota altını, evini vatanını korur gibi korudu, keza takım arkadaşları pota altında Sasha’yı asistlerle o
kadar güzel beslediler ki geriye bir tek topu çembere sokmak kaldı.
Bir ufak eleştirim ribaund alamamamıza… Az dizlerimizi dövmedik o kaçan ribaundlarda o da
nazarlık olsun.
Yalnız, başarıda pastanın büyük dilimi Kulüp Başkanı Kanat Tan’a…
Bence bu şampiyonluk Kanat Tan’a yazar.
Her maçta biz ne kadar heyecanlandıysak o iki katıydı.
Yine bir başka teşekkür de koça ve ekibine…
Barış hocanın bazı maçlardan sonra sesinin kısıldığına şüphe yok. Kendisi tam bir koç
profesyonelliğiyle yürüttü maçları. Molalarda bile kendisini izlettirdi hepimize.
Maç içi dokunuşları, müdahaleleri, maçı ve rakibi bu kadar iyi okuması nitekim skorları beraberinde
getirdi.
En güzel yanı da Zonguldak halkından her insan artık basketbol konuşuyor.
Hem de kadın basketbolunu…
Bu sene tribünde basına da yer ayrılmış olmasına da ayrı bir parantez açalım.
Artık Türkiye Kadınlar Basketbol Süper Ligi’ndeyiz.
Zonguldak’ı ‘’ve Zonguldak’’ olmaktan çıkaran bir başarı daha…
Cumhuriyetin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözüyle bitirelim;
”Sporda başarılı olmak için bütün milletçe sporun niteliği ve değeri anlaşılmış olmak ve ona kalpten sevgiyle
bağlanmak ve onu vatani görev saymak gerekir.”
YORUMLAR