Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde düzenlenen çalışkaya AK Parti Ankara Milletvekili Dr. Leyla Şahin Usta, Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç ile Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Gazeteci Saadet Oruç konuşmacı olarak katıldı.
ÖZÖLÇER “ŞİDDETİN HER TÜRLÜSÜNÜ SİLECEĞİZ”
BEUN Rektörü konuşmasında kadına ve çocuğa yapılan şiddetle mücadelelerinden bahsetti “ Mücadele çalıştayına hoşgeldiniz. Bugün kadına ve çocuğa yönelik şiddetle mücadelede bir aradayız. Bir yıla aşkın süredir Filistin’de kadın ve çocukların yaşadıklarına şahit oluyoruz. Savaşın tez zamanda sona ermesini temenni ediyorum. Sadece hukuk değil vicdan meselesi bu. Hem dini hem de geleneklerimizden hareketle kadına ve çocuğa yönelik şişirdiği her daim reddediyoruz biz kadın erkek ayrımına gitmeyen çocuklarını sevgiden ve şevkatden mahrum etmeyen dini ve milli değerlerlerimiz ışığında sağlıklı bir ailenin geleceğimizi en güçlü teminatı olduğunu görüyor ve inanıyoruz Türk tarihinin her döneminde kadına verilen değerin önemi apaçık bir şekilde görmekteyiz Anadolunun Türkleşmesine ve İslamlaşmasına katkı sağlayan kadınlarımıza, vatan müdafaasında en önde yer alan Nene Hatundan istiklal mücadelemizin kahramanlarından Halide Edip adıvar ve Fatma Seher erden ile İlk kadın pilotumuz Sabiha Gökçen şahsında Bütünleşen tüm kadınlar bizlerin medarı iftarıdır. Bu çalıştayda bu toplumsal yarayı iyileştirmeye çalışacağız. Şiddetin her türlüsünü silmeye çabalayacağız.
Bizde kadın sorunları uygulama ve araştırma merkezimizde önemli çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Geleceğimizin umudu kadınlar ve çocuklar için gayret edeceğiz.“ dedi.
Saadet Oruç “ Dünya çok önemli bir yere gidiyor. Kadına karşı şiddet ulusal bir birleşmeyi önemli kılıyor.
Tam burada üniversitelerin oynayabileceği oynaması gereken bir role atıfta bulunmak ve belki Bülent Ecevit Üniversitesi’nin bir saha ve akademik araştırmayla bu işe öncülük yapabileceğini düşünüyorum. Çünkü bir ülkenin hikayesi anlatılması gerek. Ülkemizin, Zonguldak’ın hani Ereğli doğumlu olduğum için burada kendimi evimde hissettiğim için söylemiyorum. Zonguldak bu hikayenin en önemli keşiflerinden bir tanesi. Emeğiyle, insanıyla, bazen unutulmuşuyla, sonra tekrar hatırlanışıyla altı üstü emek, yoğun bir kent olmasıyla belki de ülkemizin zaman zaman gündeme gelen her yöresinde olan ama global düzeyde de bir sıkıntı olan, kadına karşı şiddet konusunda belki akademik saha araştırmaları konusunda Sayın hocamız böyle bir önderlik konusu da yapılabilir. Çok detaya girmek istemiyorum. Zaten konuşmacılarımızın hem kendileri çok detaylı bir şekilde anlatacaktır. panel kısmında medyanın özellikle kadına karşı şiddette oynaması gereken rollerle ilgili, kapanış konusunda eski bir gazeteci Olarak da izlenimlerimi paylaşmak istiyorum ama özellikle kadına karşı şiddet konusunda akademinin, medyanın izleyeceği çok önemli rollerin olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç konuşmasında “Bugün burada olmanız beni hem sevindirdi, memnun etti hem de geleceğe ilişkin bakışımızda bize kuvvetli destek verdi. Değerli arkadaşlar, kıymet tarihe baktığımızda, tarih boyunca hep şiddet olmuştur. Hatta kutsal kitaplarda anlatıldığı üzere ilk şiddet ilk peygamber olan Hazreti Adem’le Hazreti Havva’nın çocukları Habil’le Kabil arasında olmuştur Bunlar insanlığa numunedir. Yani insanlığın başlangıcından beri tarihin her döneminde bu var. Ama yine tarihe baktığımızda bu şiddetin en çok mağduru kadın ve çocuklardır. Şiddetten nasıl uzaklaşılır veya nasıl önüne geçilir? Işte burada eğitim öne çıkıyor. O açıdan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin bu konuyu gündeme alması fevkalade önemli.
O parti gider, bu parti gelir şiddet önlenir veya klasik sorunlarımız halledilir diye kesinlikle kimse düşünmesin. Bunlar sosyolojik toplumsal olaylardır. Kalan değişirse olmaz. Böyle düşünenler yanıldıklarını zaman içerisinde göreceklerdir. Toplum olarak mücadele etmemiz gerekir. Özellikle medyamız aman Allah’ım ya. Biz cinayeti öyle detaylı anlatır ki bıçağı kadına şuradan vurdu Canlı olduğunu gördü. Boğazını kesti kulağını bu ne oluyor biliyor musunuz? Şiddete eğilimli olan o canileri harekete geçiriyor ve onlara yeni metotlar öğretiyor. Bu sadece medyayla ilgili konu, yasal düzenlemeyle çözülecek bir şey değil. Burada herkes Sorumluluğu var. Medyanın da kendi kendini kontrol etmesi gerekir. Elbette basın özgürlüğü olacak ama basın özgürlüğü her şeyi yazmak, her şeyi konuşmak değil. “ dedi.
“NARİN BEBEK DAVASINDA ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULDU”
Leyla Şahin Usta konuşmasında Narin bebek davasında komisyon kurulduğundan bahsetti ve Meclis olarak biz üstümüze düşeni yaptık dedi ; Narin bebek davasının reddedildiğini duydunuz okudunuz her yerde. Ancak doğru değil. Önce reddedilmiş gibi kamuoyuna servis edildi. Ancak 6 partinin de altına imza attığı ortak grup önerisi olarak komisyon kuruldu. Sanki reddedilmiş gibi gösterildi ancak biz ortak karar için komisyonu kurulmasını istedik bunları duyurmadılar. Siyasi rantlar için.
Medyadan bahsedersek hepimizin hayatında dijital platformlar var telefonlarımız tabletlerimiz bilgisayarlarımız var gerçek hayattan çok sosyal mecralarda vakit geçirdiğimizi hepimiz kabul ediyoruz o yüzden o da gördüğünüz şiddet orada izlediğiniz şiddet görüntüleri maalesef bir hekim olarak da söylüyorum bunu bizim bilinçaltımımıza şu altımda bu görüntülerin bu yaşananların normalleşmesine sebep oluyor maalesef Gazze’de yaşanan şu anki soykırımı bu kadar duyarsız ve dünyanın izlemesinin en önemli sebeplerinden biri de belki de bu kadar açıkça yayın yapılması ve şiddetin normalleştirilmesi.
Yeni anayasaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum.İnsan hakları olarak düşündüğümüz konudan ayrı olarak bağımsız olarak kadın hakları ve çocuk haklarını düşürmek konuyu daha basite indirgemek noktasına getirmeden insan hakları bütüncülüğü içerisinde yeni anayasada mutlaka yayınlanması gerekir yeni anayasamızın çok daha özgürlükçü çok daha yeni dünya düzeyinde insan hakları ön plana çıkaracak fikir hürriyetini düşünce hürriyetini ve merhameti sevgiyi ortaya çıkaracak bir anayasa çalışması olduğunu söyleyebilirim.“ dedi.