Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

SENDİKALAR EYLEMSİZLİĞİN MİMARI!

“BÜYÜK ZONGULDAK GREVİ”: AKADEMİK

“BÜYÜK ZONGULDAK GREVİ”: AKADEMİK TEORİDEN YOKSUN!

4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nde Zonguldak’ta düzenlenen etkinlikte, Büyük Zonguldak Grevi’ne dair dikkat çekici bir analiz yapıldı.
Akademik dünyadaki ilgisizlik ve teorik eksikliğin altı çizilirken, grevin toplumsal, ekonomik ve duygusal boyutları ele alındı.

MADENCİLERİN TARİHİNE YENİ BİR BAKIŞ

TMMOB Maden Mühendisleri Odası, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında “Büyük Zonguldak Grevine Başka Bir Yerden Bakmak” başlıklı bir sunuma ev sahipliği yaptı. Zonguldak Tiyatro Platformu ve Zonguldak Kent Konseyi Kültür Sanat Çalışma Grubu’nun iş birliğiyle düzenlenen etkinlik, Belediye Sineması’nda gerçekleştirildi.
Sunumun odak noktası, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sadık Kılıç’ın “mobilizasyon teorisi” bağlamında yaptığı analizler oldu.

Prof. Dr. Kılıç, Büyük Zonguldak Grevi’ni değerlendirirken şu çarpıcı açıklamalarda bulundu:

“Büyük Zonguldak Grevi konusunda ciddi bir akademik ilgi eksikliği var. Akademik çalışmalar genelde bu konuya duyarsız ve teorik bir temelden yoksun şekilde yaklaşıyor. Bu durum, grevin hikayesinin yalnızca yüzeysel bir anlatıyla sınırlı kalmasına neden oluyor. Halbuki işsizlik ve toplumsal adaletsizlik gibi ekonomik boyutlar, çok daha derinlemesine incelenmeyi hak ediyor.”

AKADEMİK TEORİNİN ÖNEMİ: GREVİ ANLAMAK İÇİN YETERLİ MİYİZ?

Prof. Dr. Kılıç, grevin akademik dünyada yeterince çalışılmadığını ve bu durumun grev anlatısına bir “teorisizlik” hâkimiyeti getirdiğini belirtti. “Teoriler olmadan bir hikaye anlatılabilir; bu hikaye duygusal ve etkileyici olabilir. Ancak teori eksikliği, hikayeyi anlamlandırmayı zorlaştırır,” diyen Kılıç, yerel gazeteciler ve tarihçilerin bu konuda önemli çalışmalar yaptığını, ancak akademik ilginin bu çalışmaları görmezden geldiğini ifade etti.

Kılıç ayrıca sınıf bilinci gibi kavramlara yapılan göndermelerin yetersizliğine dikkat çekti:

“Sınıf bilinci, grev gibi toplumsal olayları anlamada önemli bir kavram. Ancak şunu sormamız gerekiyor: Eğer bir dönem bu bilinç varsa, bugün neden yok? Ya da neden grevin ardından bu bilinç kayboldu? Bu soruları yalnızca sınıf bilinci üzerinden açıklamak oldukça zor.”

SENDİKALAR: EYLEMİN DEĞİL, EYLEMSİZLİĞİN MİMARI MI?

Grevdeki sendikal yapıya da eleştirel bir bakış getiren Kılıç, sendikaların genelde eylemsizlik ve sessizliği teşvik eden bir bürokratik yapı olduğuna dikkat çekti:

“Sendikalar, çalışanların örgütlenmesi açısından temel bir rol oynasa da, aslında çoğunlukla düzeni sağlamaya yönelik mekanizmalar geliştirir. Örneğin, Türkiye’deki sendikal tarihine baktığımızda, 1946’dan 1989’a kadar büyük çaplı eylemlerin nadiren yaşandığını görüyoruz. 1965’teki grev dışında, özellikle 1989 sonrası dönem, sendikaların pasifleştiği bir dönemi işaret ediyor.”

Bu açıklama, sendikal bürokrasinin büyük bir grev organize edebilmiş olmasının tarihsel bağlamda nasıl bir kırılma yarattığını anlamak açısından önemli bir soru işareti oluşturdu.

ADALETSİZLİK HİSSİ: EYLEMLERİN TETİKLEYİCİSİ

Prof. Dr. Kılıç, grevin toplumsal bağlamında adaletsizlik hissiyatının oynadığı role de dikkat çekti:

“Adaletsizlik, sadece var olan bir durum değil, aynı zamanda inşa edilen bir algıdır. İnsanlar, bu algıyı oluşturacak duygusal ve bilişsel bağlamda harekete geçer. Adaletsizlik hissi olmadan, büyük çaplı bir kolektif eylem beklemek oldukça zordur.”

Sosyal kimliklerin de adaletsizlik hissiyle aktive olduğunu vurgulayan Kılıç, madenci kimliği gibi kolektif kimliklerin ancak tehdit algısıyla hareketlendiğini belirtti.

“BÜYÜK ZONGULDAK GREVİ’Nİ ANLAMAK İÇİN DAHA ÇOK BOYUTA İHTİYACIMIZ VAR”

Sunumun sonunda, Prof. Dr. Sadık Kılıç ve Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Abdullah Özdemir, “100 Bin Kişiydiler” belgeselinden kesitler sunarak, grevi mobilizasyon teorisiyle değerlendirdi.

Prof. Dr. Kılıç, son olarak şunları söyledi:

“Büyük Zonguldak Grevi’ni anlamak için sadece sınıf bilinci ya da adaletsizlik gibi kavramlara odaklanmak yeterli değil. Grevin tarihsel bağlamını, sendikal yapıları ve toplumsal dinamikleri çok boyutlu şekilde ele almamız gerekiyor.”

ZONGULDAK HALKINDAN YOĞUN İLGİ

Belediye Sineması’nda düzenlenen etkinlik, Zonguldak halkının yoğun katılımıyla gerçekleşti. Yerel gazetecilerin, akademisyenlerin ve madencilerin ilgi gösterdiği sunum, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü’nün anlamını daha derinlemesine kavrama fırsatı sundu.